Merhaba,
Bu yazıda sizlere Roaccutane hakkında deneyimlerimi paylaşmak istiyorum..
Lise yıllarımdan itibaren yüzümde, burnumda, ensemde, boynumda ve kimi zaman sırtımda anlam veremediğim büyüklükte sivilceler oluyordu. Sanki sivilce değil de vücudun deriyle savaşı gibiydi.. İşin iyi tarafı, oldukları bölgeyi komple işgal etmiyorlardı. İnsaflılardı biraz yani.. Ama yine de ergenlik işte.. Pireyi deve yapan yaştaki biri, sivilceyi napar tahmin edersiniz artık :) Sivilceyle ilgili küçük bir anımı sizinle paylaşmak istiyorum: Bir keresinde tam bayram günü sabahı yanağımın ortasında intikam alırcasına kocaman ve alevli bir sivilce peyda olmaz mı? Bayramlaştığım her kişi her kafa tokuşturduğumuzda alevli sivilceme de bir kafa atmaz mı? Erkeksin ya, erkek adam dan küt kafa tokuşturur. Her kafa tokuşturma işlemi sivilceye bir darbe indiriyordu. O gün bayram işkenceye dönüşmüştü resmen.. Gün sonunda bir hayli kocaman nur topu gibi bir sivilcem vardı..
Hasılı kelam olayı çok uzatmayalım.. Kısaca ergenlik döneminde aşırı olmasa da bir sivilce problemi yaşadım. Çok doktora gittim ama verdikleri ilaçlar en kaba tabirle tırttı.. Hiçbiri bir işe yaramadı.. Heleki bilenler bilir, her doktorun verdiği klasik beyaz tüp var ya renksiz sıvı olanı.. Hah o işte, o tüpün plasebo olduğuna inanıyorum ben. Hiç bir faydası yok. Külliyen yalan bişey.. Neyseki; günün birinde canıma tak etti ve üniversite hastanesi cildiye bölümüne gitmeye karar verdim ve gittim. Yani karar verip gitmemek olmazdı. Kullandığım herşeyi anlattım. 3 doktor vardı hepsi birbirine baktıktan sonra, "Başlatalım mı?" dediler.. Dedim bu sefer olacak hacı.. Başlatalım mı dediklerine göre kesin olacak dedim. Bir sürü belge getirdiler imzala dediler. Ben zaten param olmadığı için kaybedecek birşeyim yok deyip imzaladım. Meğer depresyona girme ihtimaline yönelik bir sürü prosedürmüş. Roaccutane dedikleri ilaç, depresyona sokabiliyormuş. Ben onu da kabul ettim, zaten sivilcelerin var olması bile başlı başına bir depresyon sebebiydi.. Tedaviye start verdik.. Roaccutane dedikleri bu ilacı reçete ile verdiler. Zaten bu ilaç reçetesiz kesinlikle verilmezdi. Her defasında gidip tahlil yapıp sonuçlara göre doktor onay verirse bir sonraki kutuyu veriyor. Öyle param var paramla herşeyi alırım lafı burda geçerli değildi. Neyseki tedaviye başladık ve ilk paketi aldım, içinden bir kapsül aldım. Zeytin içi kadar taneli ultra kaygan bir kapsül. Hüp diye içime çektim, kendime geldim.. Birkaç saniye sonra Oburix filmindeki gibi şimşekler çaktı, yer yerinden oynadı.. Heralde bi tuhaflık yoktur inşallah dedim.. İşin şakası bir yana; Roaccutane denen kapsül daha ilk günden etkisini göstermeye başlamıştı.. Ertesi gün bi kalktım, yüzüm nur içinde gibi bembeyaz.. Beni una sermişler gibi.. Yüzüm baya pudralı gibi.. Görenler hayırdır abi geceyi ibadetle mi ihya ettin bu nur nerden geldi diye dalga geçiyorlardı :) Dudaklar daha ilk günden hafif kuru halde duruyordu. Yani daha ilk günden etkisini göstermişti. Günde 2 kapsüldü yanlış hatırlamıyorsam. Vakanın durumuna göre doktorlar dozu arttırabilir. Fakat her ay mutlaka kan tahlili yapılıp doktorlar kan değerlerini inceledikten sonra onay verip reçete yazıyorlar. O reçete olmadan herhangi bir eczaneden bu kapsülü almak mümkün değil.
Bu ilacı kullanırken çok belirgin yan etkilerine maruz kalabilirsiniz.
Roaccutane'nin En Belirgin Yan Etkileri
Deride kuruluk ve özellikle dudaklarda çatlama çok feci rahatsız ediyordu. Bepanten vs gibi merhemler nafile.. 6 ay boyunca gülmek falan adeta haram olmuştu. Gülmek istediğim an dudaklarım çatlayıp kanıyordu. Hatta çoğu zaman yemekler bile işkenceye dönüşüyordu. Ama sonunda başarılı olacaksa buna da katlanmaya razı oluyordum. Yoksa katlanmak zor işti..
İkinci bilinen yan etkisi ise depresyondu. Genelde bu ilacı kullanacak olanlar aşırı depresyon sebebiyle çok endişeli yaklaşmaktadır. Sağda solda özellikle internette okunan Roaccutane hikayeleri çoğu kez aşırı abartılı olabilmektedir. İntihara kalkışan mı dersin, kendini köprüden atan mı dersin.. O kadar da değil yani.. Kişinin büyük psikolojik problemleri olmadığı müddetçe sırf bu ilaç yüzünden böyle bir şeye teşebbüs etmesi düşünülemez. Ben şahsen öyle bir depresyona girdiğimi hatırlamıyorum. Sadece öğrenciyken yoğun bir çalışma temposu ve o döneme denk gelen zor derslerdeki bir iki düşük not sebebiyle moralim bozulmuştu ama bunu Roaccutane'ye bağlamam söz konusu değil. Dediğim gibi şahsi düşüncem psikolojiye etki etmediği.. Ama yine de ağır bir psikolojik bunalımınız varsa, kullanmadan önce bunu mutlaka doktorunuza iletmenizde fayda var.
Sonuçlar
Tam 6 boyunca bu ilacı düzenli olarak kullandım ve şaşırtıcı bir şekilde işe yaradı. Tüm sivilcelerimden arınmıştım. Yan etkisinin geçmesi ise bir iki ayı bulabilir.
Tedavi bittikten sonra kafama en çok takılan sorulardan biri de, ya sivilceler tekrar ederse ya nüksederse... En çok bu soru kafamı kurcalamıştı. Sonuçta ilaç kullanıyorken sivilcelerin olmaması ilacın etkisiyle anlaşılabilirdi. Peki ya kullanımdan sonra? Aradan geçen uzun zaman gösterdi ki, kalıcı çözüm buymuş. Aradan geçen o kadar zamana rağmen (5-6 yıl) sivilceler tekrarlamadı.
Eğer cilt kuruluğu, dudak çatlaması ve kanaması, (teyit edilemeyen ruhsal bozukluk) gibi yan etkilere hazırsanız bu tedaviye başlayabilirsiniz.
Sağlıklı günler dileklerimle...